Blog İçeriği Yazmak

3–4 dakika

İçinde bulunduğumuz yıllarda, günlük tutmak ya da köşe yazısı yazmak gibi çok çeşitli metin türleri yerine, blog içeriği yazıyoruz. Sanal dünyada varlık göstermenin önemi arttıkça, blog yazmak da çok tercih edilir bir yöntem hâline geldi.

Seyahatlerinizi anlatan bir gezi blogu, makyaj sırlarınızı verdiğiniz bir kozmetik blogu, işinizle ilgili tecrübelerinizi aktardığınız profesyonel bir blog ya da şirketinizin çalışmalarını anlatan kurumsal web siteniz için yazdığınız blog içerikleri… Konunuz ne olursa olsun, profesyonel ya da son derece eğlenceli günlük bilgiler paylaşıyor olun hiç fark etmez. Tüm blog içeriklerini bazı temel aşamalar üzerine inşa ediyoruz. Etkili ve çok okunan bir blog içeriğinde dikkat etmeniz gereken 2 ana başlığı sizin için inceledim:

1- Araştırma

En iyi bildiğiniz konu dahî olsa, son güncellemeleri kaçırmış olabilirsiniz ve blog içeriğiniz demode bilgilere sahip olabilir. Akademide “literatür taraması” olarak adlandırdığımız süreci internet dünyasına uyarladığım şekliyle “içerik taraması” olarak adlandırabiliriz. Yerli ve yabancı içerikler konunuz hakkında ne diyor? Google Akademik ve Academia gibi platformlardan ulaşabildiğiniz akademik çalışmalarda ilginizi çeken anektodlar var mı? Bilgisayarın başından kalkıp kütüphanenize göz attınız mı? Gerçekten özgün ve okuyucuların ufkunu açacak bir içerik istiyorsanız bunları yapmanız kesinlikle gerekli…

Blog içeriklerinde yapılan çok büyük bir hata -hiç de etik olmayan- direkt kopyala-yapıştır ve en altta kaynak ver oldu bitti… Google, kopya içerikleri belirlemede her zaman başarılı değil. Evet kopya olan ve arama motorlarında üst sıralarda yer alan bir blog içeriğiniz olabilir ama nereye kadar?

Eğer bir konuda yazmaktan gerçekten zevk almıyorsanız, araştırma safhası da size biraz eziyet olacaktır. O yüzden iyisi mi, sevdiğiniz konulardan yazmaya devam edin.

Araştırma konusuna geri dönersek; hangi kaynakları kullanacağız, milyonlarca internet sitesi arasından doğru bilgi verenleri nasıl belirleyeceğiz ve elimizdeki verileri nasıl kullanacağız?

Öncelikle hepimiz interneti tarıyoruz, çünkü çok olağan ve mantıklı. 1900’lü yıllarda yaşamadığımız için ansiklopedi taramanızı tavsiye etmeyeceğim tabii ki. Bir tık uzağımızdaki milyonlarca kaynaktan faydalanmanın kolaylığını elbette kullanacağız, bu yüzden öncelikle tüm kaynakları inceleyip kullanabileceğinizi düşündüğünüz kaynakları sekmelerde açın, sık kullanılanlara ekleyin ya da notion listenize alın tamamen size kalmış. Aklınıza bu konu hakkında yazılmış bir kitap ya da makale geldi, hemen onu da elimizin altında bir yere alıyoruz.

Şimdi bu kaynaklar arasından mantıklı ve makul cümleler kuranları, konunuzla ilgili uzman görüşlerini ve ilginç görüşleri olanları seçiyoruz. Muhtemelen elinizde epey az kalacaktır 🙂

Buradan sonraki aşama tamamen okuma alışkanlığınıza kalmış… Ben göz okumasıyla, araştırdığım konu ile ilgili olan kısımları tarayıp kendi cümlelerimle notlar alıyorum. Bir başkası, tamamını okuyarak aklında kalanları da yazabilir. Yeter ki okuduklarınızı, dinlediklerinizi ya da izlediklerinizi özümseyerek “kendi cümleleriniz ile” içeriğinizi oluşturun. Topladığınız verileri ya da tecrübelerinizi nasıl yazmanız gerektiği ikinci kısımda…

2- Doğru Anlatım Dili

Blog içeriklerinde ben genellikle samimi bir dille, sohbet havasında yazılmış olanları okumaktan zevk alıyorum. Ama siz, makale tadında dipnotlu blog içerikleri okumayı da faydalı görüyor olabilirsiniz. Okumanın kimseye zararının olacağını düşünmüyorum, iyi ya da kötü ne bulursanız okuyun ki aradaki farkı anlayabilesiniz. (Yazma konusunda kendinizi biraz daha geliştirmeniz gerektiğini düşünüyorsanız önce Yazmaya Nasıl Başlayabilirim? içeriğimi okumanızı öneririm.)

Hangi anlatım tarzını belirlemiş olursanız olun -samimi ya da resmi- tüm içerikte aynı tarzı devam ettirdiğinizden emin olun. Yani başlarda tavsiye verirken sonda bilimsel tanım yapmasanız iyi olur. Bir diğer konu da içerik boyunca birbirini destekleyen zaman kiplerini kullanmanızdır. İçeriğin girişi kısmında “yapıyorum” derken, ortalarında “edilmektedir” gibi bir değişikliğe gitmeniz, içeriğin bütünlüğüne zarar verecektir.

Film tavsiyeleri verdiğiniz blog sayfanızda samimi olmak size artı puan kazandırırken, kurumsal blogunuzda ürünlerinizi anlatırken “Bunu mutlaka denemelisin!” cümlesi pek uygun olmayabilir. Bu yüzden, blog sayfanızın temasına uygun olarak anlatım dilini kendiniz seçmelisiniz.

Özetleyecek olursak; doğru ve güncel bilgilerin yer aldığı kaynakları kullanarak elde ettiğimiz veriler ile kendi görüşlerimiz ya da tecrübelerimizi harmanlayarak, uygun anlatım diliyle blog içeriğimizi yazıyoruz. Eğer isterseniz, uygun bir imajla blog içeriğimizi de destekleyebiliyoruz. Bundan sonra, okuyucularınızın beğenisine sunmak ve sosyal ağlarda bol bol paylaşmak kalıyor.